Toplumsal Uzlaşının Sırları



Haklı gerekçelerle yapılan eleştirel yorumları hazmetmesi gerekirken her işine gelmeyene ve duymak istemediklerine gereksiz tepki göstermek ne derece devlet adamlığına sığar bilmiyorum.Eleştirel görüşler kabul edilebilir gerçeklerdir.Erdoğan,eleştiriyi kabul etmeyen ve her daim herşeyi eleştirmekten geri durmayan ve kibirli tavırlarıyla ortalığı toz duman etmek isteyen bir anlayışı simgeliyor. Karşıt görüşlü eleştirilere taammülsüz bir yaklaşım biçimi sergilemekten sıkılmamışa benziyor.Benim şaşırdığım bir noktada tek hareketle Cumhurbaşkanı dahil herkesi peşine takabilmesi.Herkesin kabul etmesi gereken tek kutuplu bir devlet yönetimi anlayışı var.Bir kişinin edep sınırlarını aşan tepkisi diğerlerini de aynı oranda tepki göstermeye mecbur kılıyor.Kendi gibi düşünmeyen her türlü muhalif ve entellektüel kesimi sindirme gibi hastalıklı bir tavrı kendine layık görüyor.Düşünce ve fikirlerden ziyade triplerin,tavırların,kabadayılığın ve van minütlerin yüceltildiği bir toplumda yaşıyoruz.Yanlış davranışlarda toplumsal aynamızı yansıtıyor.Bu kadar özgüven içinde yaptığı çıkışların sebebi ise kitlelerin hangi karakterli lideri destekleyeceğini iyi analiz etmesidir.Bu soruna,maalesef toplumca eski Osmanlıdan gelen tek adam hegemonyasını aşamamamız gösterilebilir.Tek adama boyun eğme,minnet etme gibi eski geleneksel anlayış genlerimizden silinmemişe benziyor.Oysaki modern demokrasilerde kitleler her daim bu tip antidemokratikleşen-diktalaşan-yapıları kabul etmiyor.Zamanla olgunlaşan ve her kesimi saran ve baskı altına alan bu yapının varlığı günümüz batı demokrasilerinden mümkün değil.Sadece bize özgü ve insanımızın karakterini yansıtan bir yönetim anlayışı var maalesef günümüzde.Yönetim anlayışının düzelmesi için herşeyde olduğu gibi bir bedelin ödenmesi gerektiğine inanıyorum.Belki batı bu bedeli 2.Dünya Savaşında fazlasıyla ödedi.Monarşik ve faşist düzenler bir daha kurulamamak üzere yıkıldı ve yerine küreselleşen manada bir evrensel demokrasi anlayışı yerleşti.Günümüz Türkiyesin de ise bu adımları belkide geniş çaplı bir şekilde ilk kez Gezi olayların görüyoruz.Sokaklarda aranan hak mücadelesiyle bu yolda önemli bir adım gerçekleştirildi.Özgürlükçü ve demokratik tepkilerin gür bir sesle yükseltildiği Gezi bu eski anlayışa ilk darbeyi vurmuştur. Otoriteleşmiş ve kararları tek elden bir kişinin istemesiyle alan oligarşik bir yapı kabul edilemez.Toplumsal dinamiklerin bu sığ ve totaliter yapıyı zamanla evrilteceğini düşünüyor.Belki buğün belki yarın belkide daha yakın bir zamanda...

0 yorum: