Bir İdam Mahkumunun Son Günü

Yazar : Victor Hugo
Yayın : Can Yayınları - 132 Sayfa
Çeviri : Erhan Büyükakıncı

Victor Hugo'nun bu ilk dönem yapıtlarından biri olan eserinde idam olgusu üzerine yer alan fikirler üzerinden derin analiz ve eleştiriler yöneltiliyor. İdama mahkum edilmiş bir kişinin hayatının konu edildiği kitapta ölümü bekleyen mahkumun son saatlerinde psikolojisi tahlil edilmekte. Hugo özellikle Fransa da uygulanan giyotinle baş kesme şeklinde gerçekleşen idam cezalarının duygusuz bir hisle verilen gereksiz hukuk kuralları olduğunun altını özellikle çizmekte.Sadece olaya kişinin ceza görmesi şeklinde kaba mantıkla bakılamayacağı görüşüne yer verir. İdamların kaldırılmasının toplumlar için zaruri bir gereklilik olduğunu belirtmekle birlikte cezaya çarptırılan kişinin hukukunun da sonuna kadar korunması gerektiğine inanır. İnsani bir yönden olayı gözlemleyen yazar ,insancıl bir bakış açısıyla duygusal yönden her insanın aynı hissiyatları yaşadığını okuyucuya hissettirmeye çalışır. An ve an kitapta cezaya çarptırılan bir mahkumun yaşadığı keder, hayret ve korku gibi duygulara tanık oluyoruz. Derin şekilde bedensel-ruhsal acı çeken ve bunun üzerine kafa yoran bir mahkum portresi karşımıza çıkıyor. Toplumlar için ölüm cezalarının sorgulanıp ön plana insanın yerleştirilmesini istiyor yazar. O dönemleri (1829-32) düşündüğümüzde Hugo'nun ne denli çağını aşan bir eser ortaya koyduğuna şahit oluyoruz. Baba olan bir mahkumun ölümü beklerken küçük çocuğu için içinden geçirdiği duygusal patlamaları ve giyotine giderken film şeridi gibi gözünün önünden geçen hayatını anlamlandırmak Hugo'nun usta kaleminin bir marifeti sayılabilir fakat her çağda yaşanan idam cezalarında mahkumların yaşadığı psikolojinin de bir yönüyle ortak olduğunu da unutmamak gerekir. Bu açıdan bakacak olursak yazar bu özelliklerdeki -idama giden- mahkum portresini bize oldukça canlı bir izlenimle sunmaktan geri kalmamakta. Esasında yazarın hukuk sistemine eleştirel bir çizgide ayar vermeye çalıştığını söyleyebiliriz. Kendi yaşamından gördüğü bazı rüya ve idam sahnelerini de kitapta mahkum gözüyle canlandırdığını belirtmeden geçemeyeceğim. Siyasal idamların kökünün kurutulması görüşünü üzerine basarak vurguluyan yazar, Fransa da ki o dönem adalet mekanizmasının çürümüşlüğünü de böylece ortaya koymaktadır. Özellikle geniş tuttuğum kitap alıntılarına geçecek olursak ;


''Bütün toplumsal krizlerde tüm idamların içinde siyasal nitelik taşıyanların öncelikli olarak kökünün kazınması gerekmektedir''

''Tanrım size soruyorum bu insanın (idam mahkumu) yaşamasının bize ve hepimize ne zararı dokunacak ki? Fransa'da herkes için solunacak yeterince hava yok mu?''

''Neden Tanrının bu kulunun kutsal varlığı üzerine korkunç şekilde gerçekleşen yok etme eylemi sorgulanmamaktadır ?''

''Toplumsal birliğe zarar vermiş ve ileride de verebilecek bir organın kesilmesi söz konusuyla ömür boyu hapis bunun için yeterlidir''

''Eğer demir parmaklıkların sağlamlığına inanmıyorsanız neden o zaman hayvanat bahçesi kurmaya cesaret edebiliyorsunuz ? Gardiyanın yeterli olduğu yerde cellada gerek yoktur.. ''

''Ölüm cezalarının bütün gerekçeleri ve sebepleri aslında geçersizdir.''

''Çarpık ve kör ceza mevzuatı nereden dönerse dönsün sadece masumu vurur!''

''Ölüm cezasının kaldırıldığı söz konusu durumlarda başlıca cinayetler, yıldan yıla azalan bir eğilim göstermektedir.''

''Suçlunun tutkularıyla mı yoksa çıkarlarıyla mı cinayet işlemesi önemlidir. Tutkularıyla hareket etmiş bir mahkumun cezası idam olmamalıdır.''

''O rezil makine (giyotin) Fransa'dan gidecek, buna inanıyoruz ve Tanrı izin verirse topallaya topallaya gidecek çünkü bizler ona sert darbelerle vurmayı deneyeceğiz.''

''Tanrıları özleyenlere denilebilir ki Tanrı kalsın. Kralları özleyenlere denilebilir ki vatan kalsın. Celladı özleyenlere söylenecek bir söz yok.''

''Özel durumlar, genel durumların önüne geçemez''.

''Hiç kuşkusuz kitaplar toplumsal düzeni yıkıcı zehirdir çoğu zaman.''

''Bütün insanlar günü belirsiz bir ölüme mahkumdurlar''.

''Ruhsal acının yanında bedensel acılar bir hiçtir.''

''Ölüm mahkumun hapishanesi mezarıdır ve ne yazık ki mezarının kaçılabilecek bir kapısı da bulunmaz. ''

''Ölüm mahkumu bir genç en ihtiyarlardan bile daha ihtiyardır çünkü akıp giden saatin her çeyreği onu bir yıl yaşlandırır.''

''Tanrım affetseler beni! Belki de beni affederler. Kralın bana dargınlığı yoktur.Gidin avukatımı çağırın! Çabuk avukatımı çağırın! Kürek mahkumu olmak istiyorum. Beş yıllık veya ne bileyim yirmi yıllık kürek mahkumluğu yada sırtımı kızgın demirle dağlasalar. Ömür boyu mahkum olsam da razıyım. Ama yeter ki hayatımı bağışlasınlar ! ''

''Bazı anlar da insan bir saç teliyle bir zinciri kırabileceğine inanır.''

Yazar Hakkında;

Victor Marie Hugo (Fransızca telaffuz: [viktɔʁ maʁi yɡo]26 Şubat 1802 Besançon - 22 Mayıs 1885 Paris) Romantik akıma bağlı Fransız şair, romancı ve oyun yazarı. En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri kabul edilir. Fransa dışında en çok Sefiller ve Notre Dame'ın Kamburu romanlarıyla tanınır. Victor Hugo 22 Mayıs 1885'te 83 yaşındayken zatürreden ölmüştür.

0 yorum: