Zeka nedir ve IQ nedir
Zeka ve IQ'nun Tanımı
Zekanın Tanımı: Zeka, zihnin muhakeme, planlama, problem çözme, somut düşünme, fikirleri idrak edebilme, dili kullanma ve öğrenme kapasitleri gibi birçok ilişkili yeteneği kapsayan bir özelliği olarak tanımlanabilir.
Zeka, kişinin sahip olduğu bilgi birikimi veya uzmanlığı ile ilgili değildir; bilakis kişinin bilgiyi ve uzmanlığı ne kadar hızlı alabildiği ve aynı zamanda uzmanlık alanı olmayan görevleri ne kadar iyi yapabildiği ile ilgilidir.
IQ'nun Tanımı: IQ bir zeka ölçümüdür. IQ, nüfusun farklı insanları arasında zeka farklılıkları olduğunu varsayar, bir skor ile, kişinin nüfusun geri kalanına kıyasla ne kadar zeki olduğunu ifade eder.
Yaş ve Zeka
Toplam nüfusu farklı yaş bölümlerine ayırırsak, nüfus bölümleri arasında zeka farklılıklarını açıkça görebiliriz. 5 yaşın altındaki bir çocuk elbette bir yetişkin zekasına sahip olmayacaktır. Ve, 90 yaşındaki bir yetişkin de 40 yaşındaki kadar zeki değildir. Dolayısıyla, zekanın doğumdan itibaren yükseldiği, bir zirveye ulaştığı, yaş ilerledikçe düşmeye başladığı da açıktır.
Burada gösterilen Zeka-Yaş eğrisi, burda gösterildiği gibi, birçok insan için şaşırtıcıdır
Eğride görüldüğü gibi, zeka bir insanın hayatının ilk yıllarında, genellikle 20-29 yaşları arasında zirvededir. Ve, 30 yaş civarında başlayarak, çoğu insanın zekası yavaşça düşer. 40 yaşlarında bir birey 30 yaşlarında olduğundan daha az zekidir.
Zekadaki düşüş tüm bilişsel becerilerde aynı oranda gerçekleşmemektedir. Tepki süresi ve hafıza gibi blişsel beceriler oldukça hızlı düşebilirken, mantıklı düşünme ve ifade etme yetileri daha yavaş azalmaktadır veya hiç azalmamaktadır.
Son yapılan bir araştırmaya göre 30 yaş sonrası zeka düşüşü sağ beyin egzersizi ile neredeyse durmaktadır. Esasında araştırmacılar, tıpkı 10 yıl önce nörologların inandığı gibi, zekanın hayatın ilerleyen zamanlarında yükselebileceğini ve yeni nöronların büyüyebileceğini bulmuşlardır... bu kavram nörologlarca sadece 10 yıl önce inkar edilirdi.
Cinsiyet ve Zeka
100 yıl önce, çoğu insan erkeklerin kadınlardan daha zeki olduğunu söylemişti. Şimdi bile, dünyanın birçok yerinde, insanlar erkeklerin en akıllı cinsiyet olduğuna inanıyor. Ancak, çoğu bilim adamı kadın ve erkek arasında ortalama zeka açısından anlamlı bir fark olmadığını söylemiştir.
Bununla birlikte, kadınlar hafıza ve sözel muhakeme ile ilgili işleri biraz daha iyi yaparken, erkekler kadınlara nazaran görsel algı ve matematik ile ilgili işleri daha iyi yapar. Bu yüzden, cinsiyet tartışması, bilişsel becerilerin zeka ölçümünde daha ağırlıklı olmasına bağlıdır.
Cinsiyete göre ortalama zeka farkı az olmasına rağmen, erkekler arasında daha fazla zeka değişkenliği vardır. Çalışmalar erkeklerin IQ puanlarının kadınlara göre hem daha yüksek hem de daha düşük olma eğiliminde olduğunu gösterir. Buna aslında iş yerinde "cam tavan" kadın deneyimi olgusu (kadını engelleyen bilinçaltı bariyer) neden olmuş olabilir. Erkekler kadınlara göre daha yüksek IQ 'ya sahip olduğu için, yüksek IQ gerektiren işleri almak için daha fazla uygun erkek vardır.
Ulus ve Zeka
Ülkeler arasındaki zeka farklılıklarını tartışmak sosyal olarak kabul edilemez olsa da, kanıtlar önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir. Bu, eğitimdeki, yetiştirmedeki farklılıklar ve diğer faktörler dikkate alındığında gerçek gibi görünüyor. Bunu hesaba katarsak, IQ testleri her ülke için özel ölçeklendirme yapar (normalize eder).
Örneğin, Afrika'daki Kongo için ölçeklendirilmiş bir testin ortalama ham IQ puanı Kongolu için 100 olacaktır. Bununla birlikte, aynı testte, ABD nüfusunun ortalama puanı 110 olacaktır.
Araştırmacı Richard Lynn ve Tatu Vanhanen dünyanın her yerinden insanlara aynı zeka testini verdi. Bazı ülkelerde nüfusun diğer ülkelerdeki nüfusa nazaran önemli ölçüde daha yüksek puanlar aldığı bulundu. IQ ve Milletlerin Serveti, adlı kitaplarından alınan bu harita, grafiksel test sonuçlarını göstermektedir.
Bu harita üzerinde, kırmızı yaklaşık 75 IQ puanını temsil ederken, mavi yaklaşık 103 IQ puanını temsil eder.
Afrika'nın büyük bir kısmının düşük bir zeka düzeyine sahip olduğu açıktır, Batı ülkeleri (Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya) daha yüksek bir zeka düzeyine ve Doğu Asya ülkeleri (Çin, Japonya ve Kore) en yüksek zeka seviyesine sahiptir. Bazı Latin Amerika ülkelerinde (Arjantin, Uruguay ve Şili) bir Avrupa mirasını paylaşır ve IQ puanları bu Avrupa ülkelerine diğer Latin Amerika ülkelerine olduğundan daha yakındır.
Lynn ve Vanhanen zeka seviyesinin; milletlerin okuryazarlık oranını, hayattan beklentilerini, demokratikleşmelerini ve ülkenin GSYİH'sını içeren "refahlık seviyesi" ile ilişkili olduğunu iddia etmişlerdir.
Sonraki harita dünyada ulusların "refah" ını gösteriyor. IQ haritası ve refah haritası arasında çarpıcı bir benzerlik olduğunu unutmayın. Yüksek IQ 'ya sahip milletler genellikle daha yüksek bir refaha ve düşük IQ'ya sahip milletler genellikle daha düşük bir refaha sahiptir.
Tek göze batan istisna Çin, Rusya ve Doğu Avrupa'dır. Bu milletlerin IQ puanları yüksek olmasına rağmen, refah endeksi düşüktür. Bu alanlardaki düşük refahı, Komünizmin 50 yılı ile ilişkilendirmek mümkündür. Bölge şu anda çok yüksek bir büyüme oranına sahip ve refah endeksi hızlı bir şekilde yüksek IQ seviyesine yetişiyor.
Irk ve Zeka
Zekanın milletler arasında değişiklik gösterdiği varsayımı ve genetik faktörlerin zekayı etkilediği varsayımı dikkate alındığında, zekanın ırka göre de değiştiğini farzedebiliriz.
Irk ve zeka arasındaki ilişki çok tartışmalı bir konu olmasına rağmen, araştırmalar göstermiştir ki, gerçekten, önemli zeka farklılıkları ırka dayandırılabilir.
Amerikan Psikoloji Derneği konuyla ilgili önde gelen otoriteleri bir araya getirdi. Bu otoriteler şunu iddia etmektedir:
- Zeka testleri ABD'de İngilizce konuşan Zenci Amerikalılar veya diğer yerlerde doğmuş kişilere karşı kültürel önyargı göstermemektedir. Ortalama zeka ırklara bağlı olarak değişir. Bazı ırklar için IQ ortalaması (Yahudiler ve Doğu Asyalılar) bir bakıma beyaz ırklardan daha yüksektir. Bu gibi ırklar için tam IQ puanı belirlenmemiştir. Diğer gruplar (Zenci Amerikalılar ve İspanyollar) ise beyaz ırklardan daha düşük IQ ortalamasına sahiptir. Zenci Amerikalılar için çan eğrisi aşağı yukarı 85 IQ civarında iken; beyaz ırklar için çan eğrisi aşağı yukarı 100 IQ civarındadır. İspanyolların altgruplarının ortalaması da aşağı yukarı 85 IQ ve 100 IQ civarındadır. Hem ortam hem de genetik kalıtım ırksal farklılıkları belirler. Yine de, bu bir ırk grubunun içinde açıkça görülür, genetik kalıtım zekayı, bir kişinin sosyo-ekonomik geçmişinden daha fazla etkiler. Örneklendirmek gerekirse, zengin ailelerin Zenci Amerikan çocukları, fakir ailelerin Zenci Amerikan çocuklarından daha yüksek IQ'ya sahiptir, ancak ortalamada, beyaz ırktan olan fakir ailelerin çocuklarından daha yüksek puan alamamaktadırlar.
Din ve Zeka
Pek çok çalışma, zeka ve dini inanç arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Genel olarak bu çalışmalar gösteriyor ki, dini inanç ne kadar güçlüyse, zeka o kadar düşüktür.
2008 yılında yapılan bir çalışmada, Helmuth Nyborg zekanın dinle ilişkisini incelemiştir. Ortalamada, ateistlerin, agnostiklerden 2 IQ puanı, ılımlı dindar bireylerden 3.82 IQ puanı ve aşırı tutuculardan 5.89 IQ puanı daha yüksek aldığını saptamıştır. Nyborg şunu söylemiştir: "Tanrı'ya inanmanın sizi daha aptal yaptığını söylemeye çalışmıyorum. Varsayımım, düşük zekalı insanların dinlere daha kolay yöneldiği ve yüksek zekalı insanların din konusunda daha şüpheci olduğudur."
İnançsız insanlar, inanan insanlara göre daha yüksek ortalama IQ'ya sahip olmalarına rağmen bir dinin üyeleri çok yüksek IQ'ya sahiptir: Yahudilik
ABD'de, Yahudiler nüfusun sadece% 2'sini oluşturmaktadır. Şimdi, bu istatistikleri göz önünde bulundurun:
- Geçmişte ABD Nobel ödülü kazananların% 27'si Yahudi'dir. En iyi 10 ABD üniversitesinin profesörlerinin % 15'i Yahudi'dir. En iyi 10 ABD üniversitesinde öğrencilerin % 10'u Yahudi'dir. ABD'deki hekimlerin ve avukatların % 15'i Yahudi'dir.
Ayrıca, çalışmalar Avrupa kökenli Yahudilerin (Aşkenaz) IQ puanının, genel ABD nüfusunun ortalamasından 7 IQ puanı daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Bu durumun tek bir olası açıklaması olabilir, Orta Çağlarda Avrupa Yahudilerinin çiftçi olmasına izin verilmemiş ve toprak sahibi olmalarına izin verilmemiştir. Bunun yerinde Yahudiler, genellikle ticaret ve finans alanlarında çalışmıştır. Bu alanlardaki başarı, tarım alanına kıyasla daha çok zeka gerektirmekteydi. Başarı daha fazla çocuk demekti. Bu nedenle yüzyıllar boyunca doğal seleksiyon, Yahudi nüfusu içinde daha yüksek IQ getirmiştir. Başkalarını mizaha ve kendini ifade etmeye teşvik edebiliyorsunuz.
Meslek ve Zeka
IQ, akademik başarı, işyerinde başarı ve meslek seçimi ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. Bu tablo, farklı mesleklerdeki insanların ortalama IQ seviyelerini göstermedktedir
e-Dianostics’den-ALINTIDIR-
Merhaba ismim özgür 29 yaşındayım insan oluşumu ve nasıl yaşanması gerektiği dinler geliş sebepleri gerektirdikleri ve son inancı empoze etmeye çelışılması gibi ilgi alanlarına sahibim IQm 125 çabuk adapte olan hızlı çözüm üreten biriyim ama hayatıma hiçbir şekilde yarar saglıyamıyorum insanlara birşeyler anlatmak yada çözdügüm olgulardan faydalanılmasını istiyorum herhangi bir yönlendirmeniz olabilirmi.
YanıtlaSilFazla empati kurmak insanın kendini yaşamasınımı engeller yoksa günümüz toplumunun bencilliği bunu kaldıramadıgı için empati kurmak yerine bencil topluma ayakmı uydurmak daha uygun olur
YanıtlaSilİnsan oğlu açısından evrim sürecini tarttğımız takdirde bilinen ilk ten itibaren şu anki son halimiz gelicekti insani formumuzdaki değişiklik hesaplanabilirmi
YanıtlaSilyani şimdiye kadar fizyolojik ve ruhani aynı zamanda beyinsel düşünce anlamında birçok değişim gösterdik o zaman 2000 yıl sonra insanoğlu fiziki olarak daha çok hastalıklı kısa ömürlü naif bir beden formu olacak
toplumsal inanışların çoğalmasından ötürü ruhani olarak daha bireysel ve daha özgür olacak
düşüncesel anlamda fiziki enerjiye ihtiyaç duymadan yada en aza indirgeyerek bütün ihtiyaçlarını isteyerek yani düşünerek giderecek bir hal alıcaz gibi geliyor.
Allah tanrı herkesin kendi inanışına göre adlandırdığı yaratıcı bizi insan oğlunu kendini yani hissiyatlarını deneyimlemek için yaratmış olmalı. Yani tek başına hisleri yaşıyamıycağına göre ve içinde var olduğu halde dışa vurulamadıktan sonra bir anlam ifade edemiyceği için bizle deneyimledi ve en sonunda iyi hisler tekrar tanrının bedenine katılacak kötü olanlar arındırılana kadar dışarıda bırakılacak buda cennet cehennem mantığını daha anlaşılır hale getiriyor.
YanıtlaSilVar oluşun ilk zamanlarında olay sadece iyi insan olmaktı ama nüfus çoğaldıkça insan olmak daha zor olmaya başladı ve peygamberler [standart insanlara oranla yaratıcının daha yoğun olduğu insanlar] geldi insanları iyiliğe yani iyi insan olmaya sevk etmeye çalıştı ruhlara destek olması için dinler yani inanışlar yolladı klavuz olarak kitaplar gönderdi yada peygamberlerine yazdırdı nasıl olmaları gerektiğini ama insanoğlu anlamadı yada işine gelmedi nerden geldiğini ve oraya nasıl geri dönebilceğini önemsemedi burdaki yaşam formunu tek gerçek gördü.
YanıtlaSil