22 Temmuz 2014

AIDS ve Toplumsal Bilincin Önemi


Fakirlik ve sefaletle birlikte gelen cehalet ne yazık ki HİV belasını afrikalılara bela etmiş durumda. Koruyucu ve önleyici yöntemleri yayılıma karşı uygulamada ki yanlışlıklarla birlikte bölge halkını yönlendirip bilgilendirecek personelinde yetersizlik ve ilgisizliği neticesi salgının önü alınamamış. Maalesef ki orta doğudaki sorun gibi aciz,sefaletin pençesine düşmenin doğal bir sonucu olarak görülebilen bu cahil insanları Filistin de sadece İsrail değil ayni şekilde afrika steplerinde de doğa acımasızca cezalandırıyor. Yani ne yazık ki dünya gezegeninde düşenin dostu olmuyor. Salgın seklinde çok hızlı yayılan bu virüs önü alınamaz bir şekilde insanları katletmeye devam ediyor. Esasında önlemler sayesinde bulasıcılığı çok kısıtlı olmasına rağmen bilgisizlik, ilgisizlik ve umursamazlık ne yazık bu hastalığın eline büyük bir koz veriyor. Türk toplumunda da yayılan bu virüsün tek çaresi bilgilenmek. Hastalığın aşısı bulunmuyor. İlaçlar ise sadece hayat kalitesini arttırmaya yönelik işlev görüyor. Bunun dışında HIV in yol açtığı AIDS hastalığının tıpta bir çaresi bulunmuyor. Özellikle bu hastalık İranda da oldukça yaygın. Sadece bu amaçla İran ilaç dahi geliştirdi. Toplumsal duyarlılık bu ülkede toplumumuza göre çok daha fazla. Neredeyse her köşe başında çağın vebası sayılan AIDS hakkında bilgilendirme yapan bürolar bulunuyormuş. Tabi bu önlemlerin altında dünyadaki yayılım bakımından en genç nüfusun İran da bulunuyor olması yatıyor. Ne yazık ki ülkemizde de insanlar bu konuda duyarsız. Devlette bu konuya eğilmeye eriniyor. Böyle olunca kitlesel bilinçlenme kişinin kendi iradesine kalmış oluyor. Kısaca bu virüs hakkında bilgi verecek olursak Sahra altı Afrikası denilen bölgeden yayılmaya başladığını söyleyebiliriz. ABD de ise ilk kez 70'li yıllarda eşcinsellerde tespit edilmiş. Zaten ondan sonra bu hastalığın önü bir türlü alınamamış.Bu virüs her saniye başı DNA'sını değiştirip mutasyona uğramakta ve her bir kopya virüs farklı evrimsel mekanizmaya göre değişim geçiriyor.Bu sebeplerden dolayı hastalığa deva olacak ilaç geliştirmek neredeyse imkansız. Tedavisi de bir o kadar pahalı ve dediğim gibi sadece AIDS'e yol açan semptomların örselenmesini sağlayıp kişinin yaşam standartlarını yükseltiyor. Dünyada ki örneklerle karşılaştırıldığın da Türkiye de salgın çok düşük düzeyde. Özellikle ortak şırınga yoluyla uyuşturucu kullanımı,eşcinsellik ve fuhuş gibi faktörlerde virüsün yayılmasını kolaylaştırıyor. Esasında kısa dönemde de bu virüsü durdurabilecek bir ilaç beklemek hayal olur. O yüzden toplumsal bilinç en önemli önlem olarak görülmeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder