27 Temmuz 2014

Dünün Dünyası


Yazdığı biyografilerle bir döneme damga vuran usta yazar Zweig bu sefer kendi otobiyografisiyle karşımıza çıkıyor.Dünün Dünyası isimli eseri eğitim yıllarından başlamak üzere Avrupanın gelişimi ve kültürü hakkında önemli bilgiler içeriyor.Ayrıca politika ve sanatında içerisine bulunduğu 19yy. başlarından ,ikinci dünya savaşının başladığı 1939 yılına dek süren olayları ,içerisinde bire bir bulunan bir Avrupalı gözüyle aktarıyor. Avusturyanın o dönem ki siyasi tarihi ile şartlara göre gelişen ideolojilerinde yer aldığı geniş bir konu yelpazesini ele alan yazar ayrıca insan ilişkileri ve kültürleri üzerinde de duruyor. Sanat,felsefe ve toplumsal tabularında geçen zamanla birlikte ne derece evrimleştiğini göstermeye çalışan yazar bunlarla birlikte sürgün yıllarından ve seyahatlarından da önemli bilgiler sunuyor.Savaşların insanlar ve toplumlar üzerinde ki yıkımı konusuna da ayrıca uzunca değiniyor.Kitap özetine geçecek olursak;

Zweig'in kendi yaşam öyküsü konumunda ki bu kitap eğitim döneminin anlatılmasıyla başlıyor. Avusturyanın monarşi yıllarında ki katı ve muhafazakar toplum yapısıyla birlikte ayrıca eğitim kurumlarının sert ve kapalı bir topluma uygun tarzda eğitim verdiğini belirtiyor. Eleştirel tarzda ,monarşinin o günün koşullarında insanlar üzerinde ki otoritesini sorgulayan Zweig ayrıca yüksek Viyana kültürünün çekirdeğini oluşturan Yahudiler hakkında da dikkat çekici bilgiler vermekte. Kendisi de bir Yahudi olan Zwieg bütün sanat dallarının gelişmesinde ve belirli bir seviyeye ulaşmasında Yahudilerin sunduğu katkılara yoğunlaşıyor. Yazarlık döneminde ki ilerleyişinden ve güçlükler karşısında gösterdiği dirençten bahsediyor.Siyonizmin fikir babası olan Theodor Herzl ile yakın diyaloğunu anlatıyor.Toplumsal olarak bir tabu olarak görülen cinselliğin o dönem insanlarının üzerinde ki etkilerinden bahsediyor ve kadın erkek ilişkileriyle giyim kuşam tarzlarından örnekler sunuyor.Konular sınırsız derinlikte ve çok akıcı bir dille anlatıldığı için okuyucunun sıkılmadığını belirtmek isterim. Zweig in dünya savaşları dönemlerinde yapmış olduğu Amerika,Hindistan,Brezilya ve Arjantin anıları da ayrıca hitapta yer alan bölümler arasında. Sanatçılar ve sanat üzerinde oldukça uzun durmuş Zweig. Hem kendi kariyeri hemde o dönemde arkadaş olduğu bir çok tanınmış ressam,yazar,heykeltıraş,şair ve müzisyen hakkında önemli bilgiler veriyor. Avrupanın siyasi olarak ne tür bir değişim geçirdiğini tüm açıklığıyla ele almış. Kendi eserleri hakkında da ayrıca bilgiler sunuyor. Mussolini ve Hitler dönemlerinde ki çalkantılı Avrupayı çok iyi dile getirdiğine inanıyorum. Ayrıca monarşiden cumhuriyete geçen o dönemin Avusturyasını da ustaca anlatmış.Ahlaki çöküntüyle birlikte savaş sonrası-Birinci Dünya Savaşı-hep farklılık arayan insanların yol açtığı bozulmaya da değinmiş.Devletler arası casusluk faaliyetlerini bire bir yaşamış bir insan olarak canlı bir üslup ile anlatıyor.Soykırıma uğrayan Yahudiler üzerine de uzunca fikirlerini belirtip sebepleri üzerine durmuş.Kısaca Avrupanın kısa tarihine tanık olmak ve Zweig'i daha iyi tanımak ve anlamak için okunması gereken yegane kitaplardan biri diyebilirim.

Yazar Hakkında;

Stefan Zweig, (d. 28 Kasım 1881ViyanaAvusturya-Macaristan - ö. 22 Şubat 1942PetrópolisRio de JaneiroBrezilyaAvusturyalı romancıoyun yazarı, gazeteci ve biyografi yazarı.Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı.Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder