18 Temmuz 2014

Mitologya


Mitolojiyi bilmeyenimiz yoktur.Aslında kısaca eski Yunan ve Roma dönemlerinde anlatılan devler,canavarlar,kahramanlar ve tanrıların serüvenleri de diyebiliriz.O dönemin çok bilinen şairlerin kaleminden çıkan bu hikayelere en bilindik şekliyle Homeros ve Ovidiusta rastlayabiliriz.Ayrıca bir çok antik dönem yazarının katkılarıyla günümüze kadar ulaşan bu masalsı hikayeler o dönemin tiyatro ve sahnelerinde oynanırmış.Mitoloji bir inanç olmayıp şiirler bütünüyle sanatın bir dalıydı o dönemlerde.Şairlere rahiplerden daha çok itibar gösterilirdi. Şiir tadında anlatılan serüvenlerden oluşan mitoloji Yunan ve Roma döneminde güçlü bir kültüründe habercisiydi. Homerosun İlyadasından itibaren mitoloji aslında Tanrıların aşk,intikam,kibir ve güç adına giriştikleri ve bazen yarı-tanrı kahramanlarında boy gösterdiği ayrıca olaylara diğer doğa üstü karakterlerinde dahil olduğu efsanevi ve destansı bir havada yazılan masalsı hikayelerdir.Eski Yunanda tek bir tane değil bir çok Tanrı mevcuttu.Bu Tanrı kavramları Roma dönemine kadar bu şekliyle ulaşmış ve Romalılarca da isimleri Latinceye çevrilerek kabul edilmiştir. Esasında mitolojinin günümüzde de önemini korumasında çağdaşlaşan insanın doğadan tamamen kopmasını gösterebiliriz. Mitolojik unsurlarda genç erkeklerin yalın ayak kırlarda dolaşması veya genç kızların ceylanlarla birlikte bir çeşmeden su içmesi gibi doğayla içiçe geçmiş bir anlatım metoduna her öyküde rastlayabiliriz.Bu yönüyle de insanın özüne dönmesiyle eşanlamlı bir kelime olarak da tanımlayabiliriz mitolojiyi.Şimdi Mitologya isimli kitabımıza genel hatlarıyla geçecek olursak;

Mitoloji bir çok aktör barındırır ki bunlar içerisinde Tanrılardan tutunda korkunç canavarlara,perilere,devlere, doğaüstü karakterlere ve yarı Tanrı kahramanlara kadar bir çok öge yer alır. Bunların en önemlileri On iki büyük Tanrıdır.Doğayı oluşturan her öğenin bir Tanrısı vardı. Denizden tutun Irmağa, Irmaktan tutun Okyanusa kadar her şeyin bir Tanrısı mevcuttu.Ayrıca güzellik,savaş,ölüm,müzik ve aşk Tanrıları bulunmaktaydı. Zeus,Hera,Hermes,Afrodit,Artemis,Apollon,Dünyayı sırtında taşıyan Atlas ve Posedion bunların en önemlileridir.Romalılar ise bu Tanrıları latince şekliyle Jüpiter,Satürn,Mars,Uranüs,Merkür ve Venüs gibi isimlerle anmışlardı.Bunlardan başka şarap ve başak Tanrısı da oldukça önemli bir yer tutardı.Aşk Tanrısı Erosun attığı bir okla aşık ettiği insanları veya yarı at yarı insan bir Tanrı olan Pan'ın çaldığı kavalıyla yaptığı büyüleri hikayelerde sıkça görmemiz mümkün.Kitap genel olarak bir çok antik serüven ve maceranın anlatıldığı bir eserdir. Edith Hamilton bu masalsı hikayeleri derleyip toplayarak başarılı bir şekilde kısaltıp okuyucuya öyle sunmuş.Karadut ağacının meyvesinin neden kara olduğu,Ege adının nereden geldiği veya Boğaziçine neden Bosphorus dendiğini bu kitabı okuduğunuz da anlayacaksınız.Hepsinin mitolojik bir öyküsü var.Sümbül ve Nergis ağaçlarının var edilme sebepleri,Avrupaya adını veren Europanın öyküsü,uçan at Pegasusun serüvenleri ile birlikte Nuh Tufanına benzerliği ile dikkat çeken ve ilk insanın var edilmesiyle ilgili mitolojik hikayelerde bu eserde derlenenlerden sadece bir kaçı.İlk kadın olan Pandoranın hikayesiyle tek gözlü dev ve Odesseusun mücadelesi yine bu kitapta yer alan hikayelerden bazıları diyebiliriz.Troia Savaşlarından, Herakles,Odesseus ve Atalanta gibi kahramanlara kadar bir çok mitolojik hikaye anlatılıyor.Öyküler genelde aşk üzerine kurulu yazılmış.Zeusun yaptığı kaçamaklar ünlüdür.Karısı Heranın kıskançlıklarıda ayrı yer tutar.Yazılanlar genelde aşk üzerine kurgulanmış tragedyalar olmakla birlikte sonları genelde acı biter.Ölümsüz Tanrılarla, ölümlü insanlar arasında ki aşklar konuları oluşturur.Mitolojik ögeler hayal gücünün sınırsızlığıyla var edilen karakterlerden oluşur.Bunlar bazen karşımıza üç gövdeli bir sığır, bazen gövdesi ördek kafası insan şeklinde bir canavar, bazende on başlı yırtıcı bir köpek şeklinde çıkabilir.Yaratıcılıkta sınır tanımayan Homeros ve Ovidius ile birlikte o dönemde yaşamış şairler bir çok karakterle hikayeleri oldukça zenginleştirmişler. Edith Hamiltonun bu kitabı mitolojiye ilgi duyanların ihtiyaçlarını tüm yönleriyle karşılayacak bir eser olma özelliği taşıyor.İlgilenenler çevirisi oldukça yalın olan bu kitabı gönül rahatlığıyla okuyabilirler.

Yazar Hakkında;
Edith Hamilton (Ağustos 12, 1867 – Mayıs 31, 1963).En önemli eseri Mitolojiyi 1942 yılında yazmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder