1910'lu yılların Çarlık Rusyasın da geçen bu roman Avrupa da baş gösteren antisemitizmin etkilerinin ne denli korkunç olduğunun bir ispatı niteliğinde. Yahudi yazar Bernard Malamud'a Pulitzer ödülü kazandıran bu romanın ana konusu ırkçılığın masum insanlar üzerindeki yıkıcı etkilerini iyi kurgulamasıdır. 19 yy. başlarında dünyanın her yerinde olduğu gibi Rusya'dada Yahudilerin baskı ve ön yargılı bakış açılarıyla yadırganıp ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü, ayrıca bununla da kalmayıp her türlü zulmü ve aşağılanmaya da maruz kaldığı anlatılıyor. Ön yargılı bir bakışla insanları yargılamanın büyük bir insanlık suçu olduğu vurgusu yapılıyor.Rusya da ki Yahudi nefreti üzerine yoğunlaşan kitap sadece inanç ve milliyet üzerinden kin ve hoşgörüsüzlüğün olağan şekilde devam ettiğinin altını çiziyor.Yazarın Yahudi olması belki size biraz duygusal davrandığı yönünde şüpheler uyandırabilir fakat kitap ana hatlarıyla bilinen genel bir problemi ele aldığından bu görüşte bir nevi çürümüş oluyor.Konuların anlatımının oldukça akıcı olduğu bu kitap okuyucuyu kesinlikle gereksiz ayrıntılarla uğraştırmayıp sıkmıyor.Kitap incelemesine gelecek olursak;
Roman Rusya kırsalında işsizlik sebebiyle sefalet çeken bir Yahudi'nin iş arama sebebiyle yollara düşmesiyle başlıyor.Açlık ve fakirlikten kırılan insanlar Batı Rusya ya iş bulma ümidiyle uzun yolculuklar yaparlar.Bu yolculuklar o senelerde sadece at sırtında geçirilen uzun ve meşakkatli bir uğraştır.Kahramanımızda haliyle atını alıp yollara düşer.Fakat hiç ummadığı bir şekilde yolda karşılaştığı her bireyden Yahudi karşıtı çok kötü ifadeler işitir.Çoğunun tefecilik yapıp halkı soyduğunu geri kalanında sadece kendini düşünüp hayatlarını düzenbazlık yaparak kazandığı gibi anlatımlara maruz kalır.Kimliği saklar bir vaziyette ve anlatılanlara kulak kapayarak St.Petersburg'a ulaşır.Romanda antisemitik unsurlar en üst düzeyde okuyucuya hissettiriliyor.Hakaretten aşağılamaya kadar her türlü ifadeyi ağzına alan karakterleri sıkça görmek mümkün bu kitapta.Dini ve kültürel açıdan küçümsenen Yahudiler; katil (İsanın katilleri) ve büyücü gibi ifadelerle hafife alınıyor.O dönem Rusyası Yahudilerinin, ikinci dünya savaşı Almanyasın da ki Yahudilerden zulüm görme yönünden çok da bir farkı olmadığı anlaşılıyor.Demek ki tarihin her döneminde bu alaycı ve kindar bakış açısı hiç değişmemiş.Kahramanımız St.Petersburg'da kimliğini saklayarak bir fabrikada iş başı yapar.Fakat işler umduğu gibi gitmez.Çok geçmeden fabrika yakınlarında bir çocuk katledilir.Hemen çevrede katledenlerin kan içme ayini yapan Yahudiler olduğu söylentisi yayılmaya başlamıştır bile.Yapılan soruşturmada Yahudi kimliği açığa çıkan kahramanımıza hemen suç yükleniverilir. Artık işlemediği bir suçtan sanık sandalyesinde oturacak ve suçlamaların muhatabı haline gelecektir.Yargısız infaza tabi tutulur ve çok geçmeden de hapishanenin yolunu tutar.Orada soğuk duvarlar arasında seneler geçirir, fakat bir türlü mahkemeye çıkarılmaz.Sanki birileri sırf Yahudi olduğu için onu cezalandırma yarışına girmiştir.Savcılar haksızlığı ortaya çıkaracak delilleri görmezden gelip çifte standardın en katısını uygularlar.Sanki toplum vicdanın rahatlatmak için bir Yahudinin ceza çekip her türlü eziyete maruz bırakılması gerekiyormuş gibi bir tutum takınırlar.Kitap finaline gelecek olursak kahramanımız en sonunda o kadar olup biten şeyden sonra neyse ki mahkemeye çıkarılır.Mahkemenin ne şekilde karar verdiği yazar tarafından belirtilmeden kitap bitirilmiş.Kitap finalini kanımca yazar saklı tutarak okuyucuların bütün hikayeyi okuduktan sonra kendi vicdanlarının sesini dinleyip uygun bir karar vermelerini istemiş olabilir.Ben açıkcası vicdanen kahramanımızı ilk celsede düşünce gücümle serbest bıraktım.Her birey kendi konumuna göre bir son yazabilir.Tabi çok aşırı bir Yahudi düşmanı değilseniz benim gibi düşüneceğinize inanıyorum. Pulitzer ödüllü bu eser antisemitizmin etkilerini gözler önüne sermekle birlikte daha önce incelediğimiz ''Bunlar da mı İnsan''(bkz) kitabı ile paralel yönde çıkarımlar yaparak Yahudi karşıtlığını şiddetle lanetliyor.
Yazar Hakkında;
Bernard Malamud (26 Nisan 1914-18 Mart 1986) Amerikalı roman ve kısa öykü yazarı.20 .yüzyılın bilinen Amerikalı Yahudi yazarlarının en başlarında gelmektedir.1966 yılında Çarlık Rusyası döneminde ki antisemitizm konulu Tamirci isimli romanıyla Ulusal Kitap Ödülü ve Pulitzer ödülüne layık görülmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder