21 Ocak 2015

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört


Yazar : George Orwell
Yayın : Can Yayınları - 352 Sayfa
Çeviri : Celal Üster

Şimdi size Türk okur kitlelerince günümüzde popülaritesi oldukça artan bir kitaptan bahsedeceğim. Tabi ki tahmin edebileceğiniz gibi Orwell’in 1948 yılında bitirdiği 1984'ü bir çok kitabevinde en çok satılanlar listesinde en üst sıraları zorluyor. Bilindiği üzere Alev Alatlı geçenlerde bir konferansta Başbakan Erdoğan'a George Orwell hayatta olsaydı sizi ayakta alkışlardı demişti. Gerçi alkışlar mıydı yoksa alkışlamaz mıydı bunu bilemeyiz ama bildiğimiz tek şey kitabin oldukça dikkat çekici bir konuya eğiliyor olmasıdır. İngiliz yazar George Orwell'in Hayvan Çiftliğinden sonra okuduğum ikinci kitabı olan 1984 oldukça usta işi kurgusuyla daha konunun ilk başlarında ilgi uyandırmayı başarıyor. Kitap, Hayvan Çiftliğiyle benzer şekilde politik meselelere atıf yapmakta. Esasında 1984 senesinde Okyanusya isimli kurmaca bir devlette bulunan İngsos isimli ideoloji üzerinden devlet ve siyasi baskılara toplumu oluşturan bireyler nezdinde ışık tutuyor. Devlet baskısı sonucu insanlar üzerinde ki oto kontrol ,fişleme,izleme ve dinlemelerle birlikte buharlaştırılan partililerinde bulunduğu bu ince zeka ürünü roman, o günlerden bugünlerin ve gelecek nesillerin bir portresini sunuyor. Baskıcı ve otoriter ideolojilerde insanların robotlaştırılan bir nesne olarak algılandığı konusunu işlemekte. Her an her türden devletin uyguladığı sansür ve totaliter yapıya dikkat çekmeye çalışan yazar gizli devlet yapılanmaları konusuna da kitabında değinir. Oluşturduğu Winston karakteri üzerinden de düşünce bazında beyinlerin hangi yöntem ve sistemlerle sulandırılmaya çalışıldığını açıklamaya çalışır. Ayrıca konunun dışında kalmadan Winston'un yaşadığı ufak bir aşk macerası da kitabı renklendirir. Aslında bu maceranın temeli, cinselliği de tehlikeli bulup yok etmek isteyen yapıya şiddetli bir vurgu yapmasıdır. Çünkü Okyanusya da sevişmek siyasal bir eylem olarak kabul ediliyordu. Orwell’in kitabı geleceğe bir uyarıdır ve kurguladığı sosyalist yapı da eski komünist yapıya ince bir göndermedir. Belki okuyucuya yazar daha ağır bir yönden meseleyi abartmış eğilimi uyandırabilir fakat iktidarı ele geçiren her parti unutulmamalıdır ki geçmişten günümüze ne denli güçlenirse halkı da o nispette kontrol altına almaya çalışır. Bu yönüyle Orwell hiç de haksız sayılmaz. İngsos- İngiliz sosyalizmi- ideolojisinin daha ileriye giderek beyin yıkama ve düşünmeyi örseleme adına dil devriminden bile çekinmemesi dikkat çekicidir. Ayrıca yazar geçmişi silerek yeni bir tarih yazılabileceği savını da iyi işlemiş. Kitapta Winston'un ele geçtikten sonra İngsos ideolojisinin önderlerinden O’Brien ile gerçekleştirdiği diyaloglar ve Goldstein'in kitabından okuduğu bölümler oldukça ufuk açıcı. Devletlerin neden savaştığı, gelir eşitsizliklerinin neden çözümlenmek istenmediği gibi sorulara da cevap arar hatta konunun çözümü için metafiziğe kadar uzanır. İktidar hırsının sebepleri sıralanır. Düşünce polisi ve özel yaşamı yok eden tele ekranlar kitapta sıkça tekrarlanan tabirlerdir.Ayrıca bu kitap sayesinde Dünya literatürüne geçen Big Brother’in - Büyük Birader-kim olduğu da oldukça şaşırtıcıdır. Eser, dahice kurgulanan politik bir planın, zekice bir üslupla anlatıldığı ender yapıtlardan biridir. Çevirinin de çok iyi olduğunu belirtmekte fayda var. Kısacası sizi soluksuz okuyacağınız politik bir başyapıt bekliyor.



''Geçmişi denetim altında tutan geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan geçmişi de denetim altında tutar''

''Özgürlük iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.''

''Savaşmanın amacı her zaman ,verilecek başka bir savaşta daha iyi bir konumda olmaktan başka bir şey değildir.''

''Felsefede, dinde ahlakta ya da politikada iki kere iki beş edebilirdi, ama iş top,tüfek ya da uçağın yapımına geldi mi,iki kere iki dört etmek zorundadır.''

''Savaş daha önce ki savaşlarla karşılaştırdığımız da düzenbazlıktan başka bir şey değildir.''

''En iyi kitaplar insana zaten bildiklerini söyleyen kitaplardır.''

''Yüksek kesimin amacı yerini korumaktır. Orta kesimin amacı yüksek kesimle yer değiştirmektir. Aşağı kesimin amacı ise toz pembe hülyalarla boş hayallere kapılarak herkesin eşit olduğu bir dünyayı düşlemekten ibarettir.''

''Kitleler kendi başlarına asla ayaklanmadıkları gibi ,sırf ezildikleri için ayaklandıkları da görülmemiştir.''

''Kavrayış ne denli fazlaysa ,yanılma da o ölçüde fazladır; Zeka ne denli fazlaysa,akıl o ölçüde azdır.''

''İktidar bir araç değil ,bir amaçtır.''

''Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez.''

Yazar Hakkında ;

George Orwell, asıl adı ile Eric Arthur Blair (d. 25 Haziran 1903, Bihar; ö. 21 Ocak 1950, Londra) , 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen kalemleri arasındadır. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı ve bu romanda yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır. Eserlerinde yer alan netlik, zeka, sosyal adaletsizliğe karşı farkındalık ve totalitarizm'e karşı duruşu onun imzası niteliğindedir. 21 Ocak 1950 tarihinde Londra'da hayata veda etmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder