Osmanlıda Türklük kavramı..

osmanlı

Bilindiği üzere birçok tarihçi Osmanlı Türk mü, değil mi diye tartışır. Çoğunlukla Türk sayarlar, en çok da Türkiyedeki tarihçiler Osmanlıyı Türk kabul eder; fakat hakikat aslında öyle değildir. Bütün deliller ise tam tersini ıspatlamaktadır. Osmanlıya Türk dendiği özellikle son 100 yılda yazılmış kitaplarda görülür, daha öncesinde böyle birşey yoktur. Avrupa Türk kelimesini ırki manada kesinlikle kullanmamıştır. Osmanlı ise hiç bir zaman kendine ne Türk demiştir, nede Türklüğü kabul etmiştir.
Osmanlı Devletinde kamu ile ilgili belgelerde, Türkçe sözcüğe 1876 Anayasasına değin rastlanmadı. Bu belgelerde Tek bir Türkçe kelime yoktur.
Osmanlının Türk olmadığını maddelerle açıklayalım.
1. Osmanlının kayı boyundan olduğu söylenir fakat böyle bir delil veya ıspat yoktur.
İlk Osmanlı parasında Kayı boyu tamgası olduğu tamamen uydurmadır. Olsaydı bile Osmanlıyı Türk saymak için kanıt sayılamaz.
Osmanlı devletinin ilk parası:
http://www.osmanliparalari.com/01-osman ... -akce1.jpg
Kayı boyunun damgası nerede? Görebilen var mı?
1597’de Şerefhan tarafından yazılan Şerefname'de “Rum hükümdarı Fatih Sultan Mehmet” diye geçiyor. Yunan ve Rum tarihçilerde Fatih Sultan Mehmedin Rum kökenli olduğunu söylüyor. Rumların o dönemde nüfus olarak çoğunlukta olduğu belli oluyor. Demek ki Türkmenler azınlıkmış.
Fatih Sultan Mehmet lakaplı Osmanlı Sultanı 2. Mehmet’in Müslüman değil, Hıristiyan olduğunu geçen yıl ünlü yazar Çetin Altan yazmıştı.
Şu an Anadoludaki eski şehir, ilçe vs isimlerinin çoğu Cumhuriyetin ardından değiştirilip Türkçeleştirilmiştir. Mesela İstanbul’un resmi ismi 1930’lara kadar Konstantiniyye idi. Arapçada “Konstantin’in şehri” manasına gelir. Konstantiniye’nin adı 1930’da çıkarılan bir kanun ile değiştirilerek İstanbul yapılmışır. Osmanlı kayıtlarındada 1920lere kadar İstanbulun adı Konstantiniyye diye geçer.
Ki zaten İstabul kelimeside Yunancadır.
İstanbul: Grekçe; Eis Ten Polin (Şehire doğru),
Osmanlının Constantinopoli feth edip İstanbul yapması tarihi bir yalandır. İstanbul adı 1930’da verilmiştir.
1a.Osmanlı hiç bir zaman Türkçe konuşmamıştır. Osmanlıca Arapça ve Farsça karışımı dildi. Bilinenin aksine Osmanlıca denen yapay dil Türkçe değildir. Türkçede çok fazla Arapça ve Farsça kelime olduğu için böyle sanılıyor.
Osmanlıda saray dili Persçeydi. Osmanlının kullandığı alfabede Pers alfabesiydi.
Arapça ve Farsça yazan, konuşan ediplerin, Türkçe konuşan ve yazanlardan daha üstün tutulmaları sebepsiz değildir.
2. Bütün kadın sultanlar, bütün padişah anaları, hep yabancı ırklardan alınan köle kadınlardan geldiler. Hanedanda bu kan yabancılığı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son padişahına kadar devam etti.
3. Osmanlı şairlerinden Baki'nin, "Muhteşem Süleyman" olarak bilinen padişaha sunduğu bir şiirinin Türkçeleştirilmiş dizeleri şöyle:
"Her taç yoksulluk ve yokluk ehline baş tacı olamaz.
Ey hoca Türk toplumundan olanın başı kabadır.
Türk, sultan olma yeteneğinden yoksundur."
Yine bir Osmanlı şairi olan Nef'i ise; "Tanrı, Türke irfan çeşmesini yasaklamıştır" demiştir.
Divan-ı Hümayun yazmanlarından Hafız Hamdi Çelebi 1499 yılında yazdığı şiirinde, "Baban da olsa Türkü öldür" nakaratını kullanmakta, üstelik bu sözün İslam Peygamberi Hz. Muhammet'e ait olduğunu vurgulamaktadır. Sadece bir kıtasını yineleyelim:
Osmanlı sarayının devşirme yazarlarından Hafız Ahmet Çelebi'nin 1499 yılında yazdığı şiirin bir kıtası şöyledir:
SAKIN TÜRK'Ü İNSAN SANMA
BİR AN BİLE OLSA TÜRKLE OLMA
TÜRK ELİNE ŞEKER OLSA,O ŞEKER ZEHİR OLUR
TÜRK'ÜN BAŞINI KESERKEN SAKIN GAM YEME
BABAN BİLE OLSA TÜRK'Ü ÖLDÜR.
4. Anadolu’da öldürülen Türk sayısı, Yavuz Sultan Selim zamanında 50.000 kadardır. Bu gerçek Osmanlı İmparatorluğu'nun Türklükle alakası olmadığının açık bir kanıtıdır.
5. Osmanlı tarihçisi Naima aynı bilinç içinde şöyle yazmaktadır: "Türkmen çözülüp gitmesi yamandır, cem-ü iltiyamına derman yok.” Yani, Türk ulusu ve unsuru öylesine eriyip çözülecektir ki, bir daha birleşmesinin ve bütünleşmesinin ilacı ve dermanı olmayacaktır.
Osmanlı tarihçisi Naima "Tarihi"nde Türkler için; nadan (kaba) Türk, idraksiz Türk, hilekâr Türk ifadelerini kullanmaktadır.
6. Aslında Türkler hakkındaki kötü yargılar Selçuklulardan beri yaygındır. Örneğin, Selçuklu yazar Aksaraylı Kerimeddin Mahmud, şunları yazmıştır: "Hunhar Türkler, köpek ve kurt gibidirler, ellerine fırsat geçerse yağmayı ganimet bilirler, fakat düşman kuvvetleri gelirse kaçarlar."
7. Osmanlı düşüncesinde, "kavmi necip" olarak görülen Araplar karşısında Türk ulusu aşağılanmıştır. 1912 yılında Sebilürreşt dergisinde çıkan bir yazıda; "Türk" deyiminin kullanılması, dinsizlik, kâfirlik sayılıyordu. "Türk hükümeti", "Türk ordusu", "Türk ülkesi" deyimlerinin Osmanlı halkı üzerinde rahatsızlık yarattığı biliniyordu.
8. Osmanlı Efendisine Türk demek hakaret sayılmış, "Türk" sözcüğü, Anadolu köylüleri için kullanılır olmuştur. Yani Türk kelimesi aşağılamak ve küfür yerine kullanılırmış. Irki bir anlam taşımıyor ve sadece cahil köylüleri aşağılamak söylenirdi.
9. İstanbul alındıktan sonra, Osmanlı yönetiminde, devletin en yüksek yürütme organları Türke kapalı tutulmuş, devlet adamlarının yetiştirildiği Enderun okullarına Türkler alınmamışlardır.
10a. Devlet-i Aliyye Devri'nde, Başbakanlara, Sadrazam deniyordu. 624 yıllık Osmanlı devrinde, 215 sadrazam oldu. Ve sadece 78'inin Türk asıllı olduğu iddia ediliyor. Yani en 197 sadrazam Türk soyundan değildi. Bu 78 Türk olduğu iddia edilen sadrazamlarda büyük olasılıkla uydurmadır. Böyle birşey gerçek değildir. Son yıllarda yazılan tarih kitaplarında yer alır ancak. Eski tarih kitaplarında böyle birşey yer almaz.
10b. Osmanlı vezirlerinin içinde tek bir Türk yoktur.
11. Osmanlı yönetiminin bu tutumuna karşın halk da kendi arasında birlik ve beraberlik içinde değildi. Anadoluda tarikatlar içinde, Türk kökenli olanları, doğal olarak Arap kültürü görmüş olan medreselilerce aşağılanmaya çalışıldı. "Kaba Türk", "Anlayışsız Türkler", "Pis Türkler" gibi önyargılar dönemin özelliklerinden oldu.
12. Osmanlı yönetiminde Türke yaklaşım o denli aşağılayıcıdır ki, o günlerden kalan aşağıdaki şiir bu yaklaşımı özetlemektedir:
"Türk değil mi, Merzifon'un eş.ği,
Eş.k değil, köp..ten de aşağı."
13. Osmanlı Devletinde kamu ile ilgili belgelerde, Türkçe sözcüğe 1876 Anayasasına değin rastlanmadı.
Ne dini, ne dili, ne ırkı, ne davranışı Türklükle alakası olmayan Osmanlıya “Türk” demek kadar komik ve saçma birşey olamaz.
Dünyada böyle birşey ne görülmüştür, nede duyulmuştur.
14. Osmanlı yönetimi, kendilerini Türk olarak görmedikleri için, Türk kökenliler "azınlık" konumunda kaldı. 1897 tarihinde, bir İngiliz gezgini şunları söylüyordu: "Türk adı nadiren kullanılır, onun iki yolda kullanıldığını işittim; ya bir ırkı ayırt eden deyim olarak, örneğin bir köyün 'Türk' veya Türkmen' olup olmadığını sorarsın, ya da bir hakaret deyimi olarak, örneğin İngilizce söyleyeceğin 'eşek kafalı' anlamında, 'Türk kafa' diye homurdanırsın.
Büyük genetik araştırmaların hepsi Orta Asyadan Anadoluya gelmiş Türkmenlerin azınlık olduğunu ıspatlamıştır.
BAKINIZ, ORTA ASYA’DAN ANADOLU’YA GELMİŞ TÜRK GENİ %9
Bu araştırma dünyanın en büyük 3. Üniversitesi olan Stanford Üniversitesi tarafından yayımlanmıştır.
Son iki cümleyi okuyun.
http://med.stanford.edu/profiles/frdAct ... 7&fid=3792
Daha detaylı versiyonu: %9 Türk
http://hpgl.stanford.edu/publications/H ... 27-148.pdf
Türkiyedeki Genetik uzmanlarıda Anadoluda Orta Asya kökenli gen taşıyanların çok az olduğunu söylüyor.
http://www.milliyet.com.tr/2005/05/17/guncel/agun.html
Dr. Wells: “Anadolu'da Türk dili ve kültürünün yayıldığını biliyoruz. Ancak genetik veriler, Selçuklu ile Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen Türk geninin burada fazla yayılmadığını gösteriyor. Kendinizi “Türk” sayabilirsiniz, ama kökleriniz başka yere uzanabilir”.
15. Yabancıların Türk imgesi ise Osmanlı'nın, Türke yaklaşımından farklı değildi.
Avrupa Türk ismini aşagılamak için kullanırdı, Osmanlıda öyle.
Önemle ifade edelim ki, yabancı tarihçiler Türk kelimesini Müslüman tabiri ile eş anlamlı olarak kullanmışlardır. Osmanlılardan bahsederken Türkler dedikleri gibi. Zamanla Türk ve Müslüman kelimeleri Müslüman dünyada da eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Nitekim şu anda Arnavutluk gibi Balkan Müslümanları, “Hangi dindensin?” sorusuna, “Elhamdülillah Türk’üm” cevabını vermektedirler. Pakistandaki sözlüklerde de, Türk kelimesi açıklanırken, “mahbûb ve müslim” kelimeleriyle açıklanmaktadır.
Hatta Avrupalılar Türk kelimesini kullanırken Araplar dahil birçok müslüman halkı kastederek Türk demişlerdir. Yani Avrupa Türk derken müslümanları kastediyordu.
Avrupa’lı bugün bile kuzey ve batıdaki Müslümanlara Boşnak da olsa, Bulgar da olsa, Makedon da olsa hepsine de “Türk” demektedir. Aslında “Türkler geliyor” derken müslümanları kastetmiştir.
Bu Türkiye (Turchia) ismi Selçuklunun Anadoluyu almasından süregelmiş bir kelimedir.
Anadolu’ya “Türkiye” denmesinin sebebi Selçuklu Türklerinin Anadoluda nüfus çoğunluğu olduğu için değildir, Anadoluyu hakimiyeti altına alıp kontrol etmelerinden dolayıdır çünkü Anadoluya Türkmen askerler gelmiş ve bu militer güçle Anadoluya hakim olmuşlar. Kim hakimse onların ülkesi denmiş, ama Türkler hiç bir zaman nüfus çoğunluğuna sahip olmamıştır. Halende öyledir. Türkmenler ise feth ettikleri yerlere Rumların ülkesi demeye devam etmiştir.
Makedonya Kalkınma Partisi Genel Başkanı İdris Fatih Şahin; ''Makedonya’da Türk dendiği zaman Müslümanlık, Müslümanlık denince Türklük anlaşılır. Onun içindir Ki; “Türküm elhamdülillah” denildiği zaman, Müslüman’ım elhamdülillah denildiği anlaşılır. Balkanlarda Türklük ile Müslümanlık birbirinden ayrılmaz bir parçadır. Dünyada en çok asimile faaliyetlerinin Balkanlarda yapılması; bölgede yaşayan Arnavut, Boşnak, Makedon, kardeşlerimizin Müslüman oluşlarındandır. Müslüman denince Türk, Türk denince Müslüman anlaşıldığı için, Balkanlarda kıyım, zulüm, misyonerlik hat safhadadır.''
Avrupa’lı bugün bile kuzey ve batıdaki Müslümanlara Boşnak da olsa, Bulgar da olsa, Makedon da olsa hepsine de “Türk” demektedir. Aslında “Türkler geliyor” derken müslümanları kastetmiştir.
Ama Osmanlı Türklüğü hiçbir zaman kabul etmemiştir çünkü Türk değildi.
Osmanlı Türkmenlere “Etrak-ı bi idrak = anlama kaabiliyeti olmayan Türkmenler” (bu ibare, Osmanlı döneminde Türkmenler’e yakıştırılan bir ibaredir).
Osmanlı Padişahına “Türk” dense, kendine hakaret edildi diye söyleyenin kafasını vurdururdu.
16. Ancak biz başa dönerek, Osmanlı yönetiminin birinci derecede yöneticisi konumunda olan padişahların kökenlerine bir kez göz atalım.
İlk Osmanlı Padişahı Osman beyin annesinin Türk, Mo(n)gol veya Acem
kökenli olduğuna dair rivayetler varsa da, bunlara ait bir kanıt bulunamamıştır. Osman bey denen birisinin olduğuda meçhul aslında.
1- Sözde Osman Beyin iki eşi vardı, Mal ve Bala Hatunlar. Her ikisininde Mogol asıllı olduğu iddia edilsede herhangi bir kanıt yok.
2- Sözde Orhan Bey: Osman Bey'in Mal Hatun isimli eşinden doğdu. Eşleri Rum asıllı Horofira (Nilüfer Sultan), Rum Asporçe ve Rum Teodora.
3- 1. Murad: Horofira'dan doğdu. Eşleri Bulgar-Yahudi melezi Marya ve Bulgar Tamar.
4- Yıldırım Beyazıd: Marya'dan doğdu. Eşleri: Sırp kökenli Olivera, Devlet Hatun, Bulgar Olga, Maria, Angelina ve Anita.
5- Çelebi Mehmed: Olga'dan doğdu. Eşleri: Sofia, Anna, Veronica.
6- 2'ci Murad: Veronica'dan doğdu. Eşleri: Nache de la Bazory (Fransız), Mara Despina, Stella.
7- Fatih: Mara Despina'dan doğdu. Eşleri: Rum Zaganoz paşanın kızı Kornelya, Anna, Helen, Tamara.
8- 2.ci Beyazıd: Kornelya'dan doğdu. Eşleri: Beti, Anita, Suzi, Liliana, Katherin, Nina, Martha ve Danilova.
9- Yavuz Sultan Selim: Annesi (Beti, Anita, Suzi, Liliana, Katherin, Nina, Martha ve Danilova... tartışmalı). Eşleri: Polonyalı Helga (Havza Sultan), Sırp Aleksandra (Ayşe Sultan).
10- Kanuni Sultan Süleyman: Polonya'lı Helga'dan doğdu. Eşleri: Bir Rus papazının kızı Roksalan (Hürrem Sultan), Sicilya'lı Rozaline (Gülfem Hatun).
11- 2'ci Selim (Sarı Selim): Roksalan'dan doğdu. Yahudi Rasel (Nurbanu
Sultan). Sarı Selim, kızı Esmahan'ı Hırvat kökenli Sokullu Mehmet Paşa ile evlendirdi.
12- 3. Murat: Raşel'den doğdu. 130 cariyesinden 112 çocuğu oldu. Eşleri: Venedik'li Sofia Baffo (Safiye Sultan), Polonyalı Mona (Mihriban Sultan), Macar Ninuska (Nazperver Sultan), Rus Olga (Şahhüban Sultan), Romanyalı Meri (Fahriye Sultan).
13- 3'cü Mehmet: Sofia Baffo'dan doğdu. Eşi: Yunanlı Helen (Handan
Sultan), İspanyol Sinderella Violetta (Mahpeyker Sultan).
14- 1'ci Ahmet: Helen'den doğdu. Eşleri: Rum Evdoksia (Mahfiruz Sultan),
bir Rum Papazının kızı Anastasia (Mahpeyker Köşem Sultan).
15- 1'ci Mustafa (Deli Mustafa): 3'cü Mehmed'in eşi Sinderella Violetta'dan doğdu..
16- 2'ci Osman (Genç Osman): Evdoksia'dan doğdu.
17- Tekrar Deli Mustafa (15. numarada konu edildi).
18- 4'cü Murad: Anastasya'dan doğdu. Eşleri:Keti, Anna (Atifet Sultan), Helena (Cihannüma Sultan).
19- 1.ci İbrahim (Deli İbrahim): 4'cü Murad'in kardeşi.
20- 4'cü Mehmet (Avcı Mehmet): Nadya'dan doğdu. Eşleri: Rum Evemia
(Emetullah Gülnüs Sultan), Korsika'lı Bella (Afife Sultan), Romanyalı
Cesika (Güner Sultan), Ermeni Flora (Gülbeyaz Sultan), Rum Helen (Hatice
Sultan).
21- 2'ci Süleyman: Katrin'den doğdu: Eşleri: Yok. Cariyeler: çok.
22- 2'ci Ahmet: Lehistanli Yahudi Eva. Eşleri: Giritli Rum Yeremiye (Rebia
Sultan), Mora'li Diana (Sayeste Sultan).
23- 2'ci Mustafa: Evemia'dan doğdu. Eşleri: Rus Vera (Mahfiruze Sultan),
Sırp Mari (Hafize Sultan), Giritli Rum Aleksandra (Saliha Sultan).
24- 3'cü Ahmet: Rum Emevia'dan doğdu.
25- 1'ci Mahmut: Aleksandra'dan doğdu. Eşleri: Fransız Julienne (Hatem),
Sicilyalı Lili (Raziya), Macar Maggi (Tiryal), Rus Olga (Verdinaz).
26- 3'cü Osman: Mari (Şehsuvar Sultan)'dan doğma. Eşleri: Sırp Olga
(Ferhunde), Sicilyalı Olivya (Zerki). Cariyeler: Yok!
27- 3'cü Mustafa: Gürcü Janet (Mihrisah Sultan)'dan doğdu.
28- 1.ci Abdülhamid: İda (Rabia Sultan)'dan doğma).
29- 3'cü Selim: Gürcü Janet (Mihrisah), Eşleri: Patricia (Afitab), Linda
(Nefizar), Berti (Pakize), Alis (Tabisefa), Lisa (Hüsnümah), Rosa
(Nurisems), Anna (Rafet), Magdalena (Ziybifer).
30- 4'cü Mustafa: Bulgar Sonya (Seniyeperver Sultan)'dan doğma. Eşleri:
Flora (Dilpezir), Adela (Seyyare), Sofi (Peykidil, Gloria (Sevkidil).
31- 2'ci Mahmut: Fransız Aimee (Naksidil)'den doğma.
32- 1. Abdülmecid: Rus Suzi (Bezmialem Sultan)'dan doğdu. Eşleri: Safiraz Ermeni, Bezmara (Bezmican) kökeni bilinmiyor, Fransız Vilma (Şevkefza), Ermeni Verjin (Tirimüjgan - Abdülhamid'in annesi), Rum Karoli.
33- Abdülaziz: Hamam natırı Çingene Besime'den doğma. Eşleri: Camelya (Dürrünev), Asporce (Gevher), Anna (Edadil), Adela (Hayranidil) ve Alis (Nesrin).
34- 5. Murat: Fransız Vilma (Şevkevza Sultan)'dan doğma. Eşleri: Carmen (Cananiyar), Marone (Elaru), Elfi (Filiztan), Clarissa (Gevheri), Henna (Reşan) v.b.
35- 2. Abdülhamid: Ermeni Verjin (Tirimüjgan Sultan)'dan doğma.
36- Mehmet Reşat: Rum Sofi (Gülcemal Sultan)'dan doğma.
37- Vahdeddin (5. Mehmet): Abdülmecid'in karısı Henriet (Gülüstü Sultan)'dan doğma. Eşleri: Emine Nasik Eda ve saray bahçıvanının kızı Nevzut. Kökeni bilinmiyor; Çerkez olduğu iddiaları var.
GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ TEK BİR TÜRK YOKTUR OSMANLININ İÇİNDE.
17. Osmanlının mutfak kültürü orta asyadan çok farklıdır. Osmanlıda zeytinyağlı yemeklerin neredeyse tamamı bizans mutfağıdır.
18. Türk musikisi, sanat müziği denilen şey bizans müziğidir. Kullanılan enstrümanlar hemen hemen aynıdır. Hatta “Musiki” kelimesi bile Yunancadır.
19. Sultan Selim’in 50.000 bin Türkmeni kestiğinide bilmezsiniz belki. Osmanlı devleti Türkleri teker teker kılıçtan geçirdiği halde nasıl olurda Osmanlı devleti'nin Türk soyundan geldiğini söylerler.
20. İlk 1481 yılından kurulan Galatasaray Lisesi 1868 yılında Abdülaziz tarafından Mekteb-i Sultani adında tekrar açıldı. Eğitim dili Fransızcaydı ve Türkçe yasaktı. Rumca, Ermenice, Latince, Fransızca, Almanca, Farsça, Arapça v.b. öğretilirdi. Kurulduğundan beri Türkmenler hiç bir zaman alınmamıştır bu mektebe..
Gördüğünüz gibi Mektebi Sultanide Rumca, Ermenice, Latince, Fransızca, Almanca, Farsça, Arapça v.b. öğretilirdi ama hiçbir zaman Türkçe öğretilmemiştir ve Türkmen öğrenciler hiçbir zaman bu mektebe alınmamıştır.
Bu nasıl Osmanlı ki Türkçe yasak ve Türkmen öğrenciler bu mektebe alınmıyor? Tarihte böyle birşeye rastlanmamıştır. Osmanlının Türk olması mümkün değildir.
21. Osmanlı döneminde bir müslümanlaştırma politikası vardır, ancak Osmanlı devletinin Türkleştirme gibi bir politikası olmamıştır, çünkü Osmanlı zaten Türk değildi.
22. Osmanlının kuruluş yeri Bileciktir. Edirne Fetret Devri'nden sonra Osmanlı'nın başkenti olmuştur, 1413'den önce (daha doğrusu 1402'den önce) Osmanlı'nın başkenti Bursa'dır, Edirne 1413'e kadar sadece Osmanlı'nın Rumeli Beğlerbeğliği'nin merkezliğini yapmıştır. Edirne'nin başkent olması Osmanlı'nın Rumeli'ye verdiği önemi, Rumeli'nin Osmanlı'nın anavatanı olduğu tezini doğruluyor. Osmanlının kökeni Rumelidedir.
Zira bir batılı tarihçinin de dediği gibi Rumeli'deki toprakları Osmanlı İmparatorluğu için bir varlık nedeniydi, toprakları kaybedince o da çöktü tezi doğruluk payı içermektedir. (Balkan Savaşları ve sonrası)
Osmanlının başkentleri:
Bursa (1335-1365)
Edirne (1365-1453)
İstanbul (1453-1922)
Görüldüğü gibi başkentler Rumların nüfus olarak çoğunluk olduğu yerde kurulmuş. Başkentlerin Rumelide kurulması herşeyi anlatıyor. Osmanlı sadece Saraybosnada 232 han, 18 kervansaray, 10 bedeste ve 42 köprü yaptırmış diğer medreseler, binalar hariç. Yatırımlarda ve zenginlikte Rumeli her zaman Anadolunun ilerisindeydi.
Osmanlı Anadoluya pek yatırım yapmamıştır. Ne büyük çelişki.
23. Fatih Sultan Mehmed Hanın, Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan ile, 11 Ağustos 1473’te, Otlukbeli mevkiinde büyük meydan muharebe yapmıştır. Halbuki bunların ikisininde Türk olduğu iddia ediliyor. Neden iki Türk savaş yapsın ki? Demekki Fatih Sultan Mehmet Türk değil. Osmanlı tarihinde çok saygın bir konumu olan Fatih bile, Otlukbeli Savaşından dönerken, elinde bıçak olan birisine ne yaptığını sorduğunda; öldürülen Türkmenlerin kulaklarını keserek küpelerini topladığını öğrenmiş ve "İşine devam et" demiştir.
Sonuç
Osmanlı’nın kesinlikle Türk olmadığı bellidir. Osmanlı kendini Türk olarak nitelendirmemiştir hatta Türk kelimesinin anlamı Osmanlı için bir aşağılama terimiydi.
Osmanlı Şairleri Türkleri aşağılayan şiirler yazmıştır.
Osmanlı sadrazamlarının hiçbiri Türk değildir.
Osmanlı Türkçe konuşmamıştır.
Osmanlı okullarına Türkler alınmamıştır.
Saray dili ve alfabesi Persçeydi.
Osmanlı Türkleri kesmiştir.
Osmanlı Padişahlarının anneleri Türk değildir. Görünen o ki kurucusuda Türk değildir.
Prof. Dr. Aslıhan Tolun, “Anadoludaki Türklerin gen yapısı Asya'daki Türkçe konuşan toplumlardan çok, Anadolulu çıkıyor. Genetik yapı olarak, Orta Asya'dan çok Yunanistan, Bulgaristan gibi komşularımıza benziyoruz.
-Alıntıdır-

Technorati Etiketleri: ,,,,

..

7 yorum:

Öğrenci dedi ki...

Bu kadar yorumun altına isim yazamamak ve alıntı olması boş safsatalarla,şehir efsanesi gerçeğini ortaya koyuyor. harcanan zamana yazık. Yerse..

Unknown dedi ki...

sen kafayı sıyırmışsın dostum geçmişş olsunn

Unknown dedi ki...

osmanlı türk türktür ne kadar karalamaya çalışsanızda bu yalanı osmanlı kanı taşıyan biz torunlarına yediremessin boşa çabalıyomuşsun gibi görünüyo :)

ukteci dedi ki...

Bunların hepsi bilimsel genetik biyolojiyle ispatlanmış ve tarihsel dökümanlarla desteklenmiş olgulardır.Hayal dünyanı kullanarak istediğine inanmakta özgürsün.

Unknown dedi ki...

Saçmalıktan başka bir şey değil. Okumakla bile zaman kaybettim sen kimsin de benim alim derecesindeki ecdadıma hristiyan dersin. Şu saçmalıklardan, osmanlıyı kirletme çabasından bir kurtulsanız keşke..

Unknown dedi ki...

Ya birader köylü müsün?Rum demek bugünkü anlamında Yunan demek mi zannediyosun?Rum Arapların Romaya verdiği isim.Birinin Romali veya eski roma topraklarina nispetini saglamak icin.Doğu Roma bağlamında algilayabiliyo musun?O kadar cahilmissinki devamını okumadım bile

Unknown dedi ki...

Ya birader köylü müsün?Rum demek bugünkü anlamında Yunan demek mi zannediyosun?Rum Arapların Romaya verdiği isim.Birinin Romali veya eski roma topraklarina nispetini saglamak icin.Doğu Roma bağlamında algilayabiliyo musun?O kadar cahilmissinki devamını okumadım bile