HDP Sadece Bir Viski Projesi mi.. ?!


Siyaset gündeminin sıcak olduğu günümüzdeki önemli bir tartışma hiç kuşkusuz ki terör meselesidir. Bazı parti temsilcilerinin PKK ile yakın bağı olduğu iddiasıyla HDP ye yüklenmesi ve sorumluluğu sadece bu partiye atmakla kalmayarak üstüne üstlük seçmenlerine dahi ağza alınmayacak ithamlarda bulundukları görülmekte. Tabi bunlar siyasi manevralar fakat seçmen tercihinin sebepleri iyi irdelenmelidir. Yani mesele sadece terör üzerinden yürütülen görüşlerle aydınlatılamaz. Zengin cenap tarafından viski yudumlanılarak yalılardan boğaz manzarasına karşı siyaset planı yapıldığı iddiaları ise komik ötesi saçma. Seçmen tercihinin neden HDP ye kaydığı iyi analiz edilmesi gereken bir meseledir. Bunların üzerinde duracak olursak ;

1- Tayyip Erdoğanın başkan seçilmesini istemeyen geniş kitleler oylarını HDP de birleştirdiler. Özellikle gezi olaylarında artan Erdoğan karşıtlığı bu seçimlerde HDP de vücut buldu. Ayrıca AKP den yolsuzluk iddiaları vb.. sebeplerle sıkılan kesim ve tek başına iktidar olmasını engellemek isteyen aynı kitle yine tercihlerini HDP olarak belirlerdi. Yani tek taşla iki kuş vurulmuş oldu. Demirtaşın dediği gibi ne Erdoğan başkan olabildi ne de Davutoğlu başbakan..

2-Seçim beyannamesi oldukça akılcı bir şekilde reformcu ve idealistti. Diğer partiler gibi maddi vaat yerine daha doyurucu ve ilerisi için daha umut verici reformların yer aldığı beyannamede Diyanet gibi kurumların kaldırılması gibi radikal önerilerde yer alıyordu. Üstüne basa basa ve açık bir şekilde bu kıstasların yer alması sol görüşlüler üzerinde sempati topladı. Ayrıca kadına ve evrensel haklara olan vaatlerde olumlu bulundu.

3-HDP nin Türkiyelileşen sol parti imajının puan getirdiğini söyleyebilirim. Özellikle Yunanistan da ki Syriza benzeri bir sol parti olma idealiyle, evrensel solu tek bir çatı altında toplama düşüncesi seçmenin oy verme kararında etkili oldu. Yeni bir imaj çizen partinin genç ve dinamik kadrosu da seçime yeni bir dinamizm taşıdı. Genç kesime hitap eden bir görüntü verdi ve bu sayede başta üniversite gençliği olmak üzere her kesimden oy aldı.

4-Terörün bitmesini isteyen kesimin HDP nin bu meselede pozitif rol oynayabileceği kanısıyla sandığa gittiğini söyleyebilirim. Demokrasi açısından HDP nin mecliste olması gerektiğine inanan insanlar hiç az değildi. PKK meselesinin ancak mecliste bulunan çoğulcu bir yapıyla çözülebileceği görüşü hakimdi. Partinin meclise girememesinin bu meselede negatif etki yaratarak terörü hortlatabileceği kanısı yaygındı. Çogulcu bir çizgide terör sorunun çözümünde ki en yegane amacın partinin mecliste temsilinde olduğuna inanlarda tercihlerini bu yönde kullandılar. Hatta doğuda ki asker ve polislerin bile Demirtaşın barışı getirebileceği kanısına güvenerek HDP yi tercih ettiklerini söyleyebilirim. Çünkü şurası bir gerçek ki hiç bir kimse çarşıda kim vurduya gitmek istemez.

5-Demirtaşın seçim boyunca yapmış olduğu mütavazi ve içten seçim çalışması halk nezdinde sempati topladı. Özellikle çizdiği halktan biri gibi olma görüntüsü başarıya ulaştı. Konuşmalarının oldukça tutarlı olduğu ve diğer liderlere göre daha sağlam ve oturaklı konuştuğu bir gerçek. Lider olma vasfını taşıdığı kanaati genel olarak Demirtaşa oy olarak geri döndü. Figen Yüksekdağında bir kadın olarak eş genel başkan olması iyi düşünülen bir girişimdir.

6- Mecliste ki muhalefet zayıflığı da tercihlerin HDP ye kaymasında ki önemli bir tercihti .Çünkü gerek CHP ve gerekse MHP iktidar partisi olan AKP ye karşı hep zayıf ve çelimsiz bir muhalefet yapma anlayışı benimsediler. Bu açığı başka bir partinin doldurması gerektiğini düşünen seçmeninde tercihi HDP ye yöneldi.

0 yorum: