


Deniz motorundan Samsung E200 model cep telefonumla çektiğim istanbul boğaz manzaraları.Resimleri büyütmek için üzerine tıklayın...
Deniz motorundan Samsung E200 model cep telefonumla çektiğim istanbul boğaz manzaraları.Resimleri büyütmek için üzerine tıklayın...
Gönderen ukteci zaman: 6/19/2008 10:37:00 ÖÖ
Etiketler: deniz, fotoğraf, istanbul boğazı, manzara
Şüphesizki satrancı sevmiyenimiz yoktur yada sadece ben öyle düşünüyorum...Eğer sizde benim gibi neredeyse tutkunluk derecesinde bağlıysanız size güzel bir tavsiyem olacak.Aşağıdaki linkten bir çok ücretsiz(freeware) veya demo halindeki satranç programlarını indirebilirsiniz.Sitenin çok geniş bir yelpazesi var.Benim favorim fritz 5.32...Yinede karar sizin.İyi eğlenceler.
Can Dündarın "O Gün" isimli belgesel kuşağından "sivas cehennemi" belgeseli.izlemeyenler için tavsiye ederim...
Gönderen ukteci zaman: 6/02/2008 09:16:00 ÖÖ
Etiketler: cehennem, documentary film, hell, katliam, massacre, sivas
Gönderen ukteci zaman: 6/01/2008 08:29:00 ÖS
Etiketler: art, gallery, islam, istanbul, miniature, topkapı palace
Bir rıhtım düşünüyorum şimdilerde,
Uzak diyarların açılan bir kapısı,
Bezgin solgun ama alabildigine ihtişamlı,
Bazen sakin bazende muazzam hışımlı,
Yanaştırmaz takaları koynunun dibine,
Döver onları her bir dalga sesleriyle,
Sonra sakinleşir durulur bir çocuk gibi,
Anlatırmaz yaşanır onun bu hali,
Sanki duygulu bir insana benzer her daim,
İşte vardır orada saklı bir rıhtım...
Bir inanış vardı fikirlerinden,
Aslını ise inkara varmadı,
Gülümseyen dolu gözleriyle,
Bakıyordu ufkun ince çizgisine,
Filizlenen bir meyve ağacı içinde,
Her daim meyveleri olgun ve taze,
Onları sunardı düşünceleriyle,
Aydınlatırdı karanlığı kandil misaliyle,
Gülmezdi yüzü hüzün ve yakarışdan,
Çıkmazdı gamzesi al yanaklarından,
Sararmış çehresi her daim dikti,
Bakıyordu hayata inatçı gözlerle,
Düşünüyor,bakıyor hissediyor,
Anlıyor,ağlıyor ve inliyor,
Bir salkım asması yoktu belki,
Ama yine gururla süzüyor hayatı...
Elveda ey umutsuz ağlayışlar,
Akıp gürleyen nehir şırıltılarına,
Parıldıyan yakamozun hatırına,
Serpilip kanatlanan her bir kuşa,
Umutla çalınan her bir senfoniye,
Toprağın bağrından fışkıran fidana,
Ve onu yeşertip besleyen yağmura,
Gecenin hışmında inliyen rüzgara,
Ve yine bir kadın gibi gözüken aya,
Işıyarak parıltan ve aydınlatan güneşe,
Süzüleyerek yüzen her bir balığa,
Cesur ve heybetli her bir dağa,
Elveda ey umutsuz ağlayışlar...